2 Ocak 2012 Pazartesi

PENCEREMDEN GÖRDÜM IŞIĞINI

Bu sabah uyandığımda penceremden gördüğüm ışık sanırım tüm günümün çok güzel geçmesini sağlayacak. Garip birşey aslında hava durumuna göre psikolojimizin de değişebilmesi. Değişmeyen tek gerçek de güneşin bize her daim mutluluk getirmesi. Öyle bişey ki dışarıda buz gibi bir soğuk olsun ve bunu biliyor olalım ama o kocaman gövdesindeki tek bir tane ışığı görsek bile içimiz neşe dolabiliyor. Bilmiyorum sizin de öyle oluyor mu , ben çok büyük bir heyecan yaşarım güneşi gördüğümde. Hele de Karadenizim yağışlarıyla ünlüyken güneş sanki bunu yalanlarcasına gülümsemiyor mu işte o ana bayılıyorum.

Böyle güneşten bahsederken aklıma annemin küçükken bize söylediği ve senelerce öyle zannedip Ay,Dünya, Güneş gerçeğiyle karşılaşınca sükut-u hayale uğradığım birşeyi size anlatmak isiyorum. Annemle babamın öğretmenlik yaptığı dağın tepesinde bir köyde biz kardeşimle daha küçüğüz. Bir öğleden sonra vakti, yaz aylarının son demi, hava henüz kararmamış gökyüzüne bir baktık Ay Hilal halinde gülümsüyor ordan. Biz de tabi anneme hemen "Annee Ay neden erken çıkmış?" diye merakla sorduk. Annem de bize Evinin yolunu bulamadığını söylediğinde kardeşimle birlikte o an ki üzüntümüzü anlatamam. Ya Ây'ın annesi babası merak ederse, ya Ay evini hiç bulamazsa vb. sorularla perişan ettik kendimizi. Taa ki Ay,Dünya şekillerini öğrenene kadar. Uğruna üzüldüğümüz Ay meğer bir gök yüzü olayıymış. Çocukluk işte anneme küstük mü hatırlamıyorum ama güzeldi çocukken Güneş ve Ayı tanımak...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder