17 Ocak 2012 Salı

HAYATIMIN DÖNÜM NOKTASI...

Yazmayalı neredeyse bir hafta oldu. Bu bir hafta benim için o kadar şaşırtıcı ve o kadar anlamlıydı ki... 9 Ocak 2012 sanırım asla unutmayacağım bir tarih olacak. Her duygumu yazarak kolaylıkla ifade etme yetisine sahip biriyim. Ama insanların kelimelerinin tıkandığı dönemler de oluyormuş meğer.

9 Ocak... Karadenizimin yağmurlu,soğuk bir günüydü. İş arkadaşım Sevda'nın sayesinde hayatımın bundan sonra ki en anlamlı dönemine girdiğimi öğrendim. Ben hamileydim.  Bu hazırlıksız ve bir o kadar ani olan duygu beni öylesine heyecanlandırdı ki teste güvenemeyip hemen doktora gittim ve doktorum bu güzel haberi doğruladı. 6 haftalık hamileymişim. Tüm o uyku halim, halsizliğim ve mide bulantılarım bundanmış. Uzun süredir diyette olduğum için mide bulantılarımı midemin küçülmesine bağlıyorken aslında dünyanın mucizesiymiş benim midemi bulandıran. Şimdi o kadar değişik bir ruh halindeyim ki... Anne olma duygusu ve içimde daha mini minnacık bir can taşıdığımın verdiği sorumluluk meğer ne kadar güzelleştiriyormuş ağaçları, yolları, insanları... Hergün defalarca baktığım cadde, sokak, bahçe şimdi daha bir renkli. Henüz O'nu tam olarak hissedemesem de tarifi imkansız bir duygunun yönetimine bıraktım kendimi. Annemi daha bir anlar oldum. Bizlere bakarken bakışlarındaki o ışıltı meğer bizi ilk öğrendiğindeki duyduğu ışığın ta kendisiymiş. Aynaya baktığımda aynı ışığı kendi gözlerimde gördüğümde anladım. Annemin üzerimize bu denli titremesi, o sessiz ve sakin kadının bizi üzen biriin karşısında aslan kesilmesi meğer içinde bizi sabırla taşımasındanmış. Binlerce,milyonlarca soru var beynimde. Acaba cinsiyeti ne, kime benzeyecek, yüzü nasıl olacak, nasıl ağlayacak, ilk anne mi diyecek baba mı diyecek... daha bir sürü soru gezinip duruyor etrafımda. Ama her şeyden de öte eşimin mutlululuğunu görmek beni daha da bir mutlu kılıyor. Doğru birşey yapmış olmanın gururuyla bakıyorum eşime. Şimdiden onu Baba olarak hayal ediyorum. O kadar yakışıyor ki ona babalık... İnşallah ben de annem gibi mükemmel bir anne olabilirim.


Bebeğim'e;

Canım bebeğim, henüz içimde o kadar küçüksün ki ama sanki dünyanın en büyük mücizesi sensin. Henüz 7 haftalıksın. Yani bir fasulye tanesi kadarsın. Seninle benim aramızdaki o bağ yani kordon denilen bağ yeni yeni oluşmaya başladı. Ve ben bundan sonra sadece senin için besleneceğim. Annen sütten nefret eder. Ama senin için süt içmeye başladım. Biraz midem bulansa da senin ihtiyacın oldğunu bilmek o sütü en azından daha tatlı yapabiliyor. Seninle önümüzde kimsenin anlayamayacağı o müthiş bağ hafta hafta güçlenecek. Ben senin haftalarını sayarken sen büyük bir hızla bana kavuşmak için büyüyeceksin. Haftaya senin kalp atışlarını duyacağız babanla birlikte. Bize ilk sesin bu olacak. Ve kalp atışlarını duyabilmek için her gün dua ediyorum. Şimdiden sana o kadar bağlandım ki bunu benimle tanıştığında çok daha iyi anlayacaksın. Bu blogu aslında bambaşka bir amaç için hazırlamışken şimdi blog hep senin için şekillenecek. Sen büyüdüğünde bunları okuduğunda senden önceyi bana sormadan öğrenebilmiş olacaksın. Umarım seni en güzel şekilde dünyaya getirebilirim ve umarım bugün benim annem gibi dünyanın en iyi annesi ben olurum...

Seni sabırsızlıkla bekleyen Annen...




Eşim'e;

Bir bebeğimiz olacak seninle burnu sana, ağzı bana benzeyecek. Erkek olursa çok iyi laf yapacak ağzı babası gibi, kız olursa ağzı değil gözleri konuşacak annesi gibi. Kavgalarımız olacak seninle hayır önce 'anne' dedi, ... yok yok 'baba' dedi. ... Erkek olursa annesini daha çok sevecek herkess gibi, kız olursa sen olacaksın sanırım ilk aşık olacağı adam tipi. Küçücük elleri ile saracak tüm benliğimizi ismini ben vereceğim, soyadını senin verdiğin gibi...

Not: Bu yazıyı amcamızın kızı Öznur benim için paylaşmıştı. Ben de bana tercüman olan bu satırları bu postta eşime gönderiyorum...

3 yorum:

  1. ayy canım benim döktürmüşsün yine ne güzel sözler bunlar böyle.İnşallah sağ salim kuvuşuruz minik kuşa.Annelik çok başka çok.Çok ağır da ama bunu da unutma.İnşallah seneye bu zamanlar dediğimi daha iyi anlıcaksın:))gerçekten zor bişe annelik.çünkü hep aklının bir köşesinde değil aklının tamamında biri olacak endişelendiğin.Ama işte mucizevi olması da bundan

    YanıtlaSil
  2. Ne müthiş bir duygu. Elbette 9 Ocak gününü asla unutmayacaksın. Tıpkı benim gibi. Sen de 5o yaşın üstüne çıkıp benim gibi anneanne olacağın haberini aldığında bu günleri yeniden yeniden yaşayacaksın.
    http://zeynepin-bebegi.blogspot.com/ benim kızımın blogu. Nasıl da benzeri duyguları paylaşıyoruz. Biz babalara göre ne kadar şanslıyız değil mi? Bebeğimizi kendi içimizde büyütüyoruz. Rabbim küçük ailenizi nazarlardan korusun, bebeğinize sağ salim kavuştursun sizi. Allah benim gibi sana da anneanne/babaanne olmanın tadını yaşatsın. Seni blogumun izleyicisi olman sayesinde tanıdım. İyi ki geldin. Hoşgeldin.

    YanıtlaSil
  3. çok çok teşekkür ediyorum güzel yorumlarınız için. Eda'm gerçekten daha şimdiden endişe duymaya başlıyor insan ki bu sonrasında nasıl şiddetlenecek kestirebiliyorum. Önümde senin gibi güzel bir anne olunca tecrübeden de yoksun değilim hani.
    Gülsüm hanım çok teşekkür ederim inşallah ben de dediğiniz gibi anneanne/babaanne olma şerefine ulaşırım. Anneme anneannelik o kadar yakıştı ki eminim onun kızı olduğum için bana da yakışacak.Evet biz babalara göre çok daha şanslıyız. O yüzden değil midir "baba" babadır "anne" ise arkadaş,doktor, dost,sevgili, kardeş... yani her şeydir...

    YanıtlaSil