4 Ocak 2012 Çarşamba

YAZ BODRUMDA BİR BAŞKA BEYAZ...

Bodrum, doğu ve batı limanlarının birleşmesinden meydana gelen yarımada üzerinde yükselen kalesi ve iki limanın kıyılarına dizilmiş bembeyaz evleri, gümbetleri ve denize inen daracık sokakları şöhreti dünyaya yayılmış yatları, tersaneleri ile ünlü bir yöredir.Homerosun 'Ebedi mavilikler ülkesi' dediği ve bir diğer Bodrumlu Cevat Şakir'in de 'başka yerde olup nur içinde yatılacağına burada nur içinde yaşanır' demesi boşuna değildir. Tarih boyunca, önceki adıyla Halikarnassos, sonra da Bodrum, paylaşılamayan ve uğrunda hep mücadele edilen bir yer olmuştur...

Antik Tiyatro: Bodrum-Turgutreis yolu üzerinde yeralmaktadır. 13.000 kişilik tiyatronun yapılan kazılardan sahne bölümü ortaya çıkarılmış ve oturma yerleri restore edilmiştir. Benim burda en çok şaşırdığım açık hava tiyatrosu olmasına rağmen kesinlikle akustik sorunu yaşanmıyor. Daha önce denenmiş, bir kişi sahnenin ortasında duruyor normal bir sahne sesiyle birşeyler söylüyor ve en arka sırada ki kişi sesini rahatlıkla duyuyor. Oysa şimdi kapalı ve 600 kişilik salonların bir çoğunda bile akustik sorunu yaşanabiliyor.

Bodrum’a 18 km. uzaklıkta bulunan köy, yarımadanın kuzeybatısındadır. Yel değirmenleri, denizi, balığı ve narenciyesi ile ünlü olan Yalıkavak’ın bir diğer özelliği de en ünlü süngercilerin buradan çıkmasıdır.


 M.S. 15. yy.da Rodos Şövalyeleri tarafından St. Peter adına 99 yılda inşa edilmiştir. Halikarnassos'un ilk kurulduğu noktada Zephyrion adası üzerine kurulmuştur. Kale'nin yapımı sırasında Mausolos Anıt Mezarının taşları ve rölyefleri kale duvarlarında kullanılmıştır. Osmanlılar zamanında Kale içindeki kiliseye bir minare ilave edilerek bir cami haline getirilmiştir. Ayrıca bir de küçük Türk Hamamı inşa edilmiştir. 1595'te hapishane olarak kullanılan Kale bugün müze olarak düzenlenmiştir. Yaklaşık 30.000 m²'lik alana sahip olan kalede 5 kule vardır. Bunlar Fransız, İngiliz, İtalyan, Alman kuleleri ile Yılanlı Kule'dir.


Bodrum'un akşamüstü görüntüsü de bir başka dünyanın var olduğunu hissetirecek sihire sahip. Işıkların görkemi, suyun mavisindeki berraklık ve sıcacık atmosferiyle unutulmaz bir yaz fırsatı sunmak için adeta makyajını yapmış, en güzel kıyafetini giymiş ve en sevdiği aksessuarları takmış bir kraliçe gibi bekliyor insanı.



Bodrumun bu eşşiz güzelliğiyle unutulmaz bir yaz tatili yapma fikri bile bu ocak ayında içimi ısıtmaya yetti. Nedendir bilmem ama Bodrum'â karşı içimde büyük bir tutku var. Orda yaşasam bu kadar sever miydim gerçekten bilmiyorum. Ama orda yaşamayı isterdim. Biricik eşimle her daim tatil modunda bir iş hayatı eminim ikimizin de stresini daha hafife alırdı. Her ikimiz de işten yorgun geldiğimizde biraz çıkar yürür,Bodrum'un eşsiz güzelliğiyle ruhlarımızı dinlendirir sonra bembeyaz evimize gelir, keyifle çaylarımızı yudumlarken günün kriterini yapardık. Ne kadar güzel olurdu. Acaba canım Kocam askerden geldiğinde tatile Bodrum'a mı gitmek istiyorum ki ????? Neden olmasın :))

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder